​​​

​İlk  denemelerimizi Fransız cinsi üzümlerle şarap yaparak başlattık. Yine, yerli çiftçilerle işbirliklerine giderek  Kapadokya bölgesinde Pinot Noir cinsi harika bir kırmızı şarap yaptık .​

Daha sonra , Kapadokya'da yetişen Emir üzümlerinden  daha harika bir beyaz şarap yaptık.

Biz bu Ar-Ge sürecindeyken çok sayıda 'private label' dediğimiz özel üretimler gerçekleştirerek dış pazarlarda nabız yoklamaları yapma şansımız oldu ve küçük çapta ihracatlara başladık .

​

Üzüm tarımını  tanıdıkça  bu işte de yerel kaynakları değerlendirme konusuna daha çok eğilmeye başladık.

Şarabın Dünyada ilk kez üretildiği  coğrafyada yaşıyoruz, şarabın doğduğu topraklar . Dünyada üzüm cinsi çeşitliliği anlamında 1. sıradayız.

700 e yakın üzüm cinsimiz var . En iyi şarabı üretmek için neden bir engelimiz olsun ?  Veya engeller varsa da biz niye takılalım ? 

​

Anadolu'nun ( en Doğu illeri de dahil ) köylerinde yöreye özgü yetişen ve yok olmak üzere olan Anadolu üzümlerinden (Kızıl üzüm , it üzüm , keten gömlek vs.) çubuklar alıyoruz ve bu üzümleri eskiden bağ olarak kullanılmış artık kullanılmayan toprakları bularak buralarda ekimini ve bakımını yapıyoruz.  Zamanla ve üzümler yeni topraklara adapte oldukça küçük çaplarda şarap / ürün denemeleri yapıyoruz.  Bu konu ile ilgili  ileriye dönük bir projemiz var .​​​​

​

Likör grubumuza 4 çeşit ile başladık ve halen Ar-Ge çalışmalarımız devam etmekte.